13 Ocak 2011 Perşembe

Avrupa da yaşayan Türk Vatandaşları

Tarihçe [değiştir]

 

II. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa ülkeleri yabancı işgücü almaya başladı. 1950'lerde özel aracılarla bireysel girişimciler Avrupa'ya gitti. 1957'de Türkiye'den ilk stajyer kafile 10 kişiydi. Türk Alman Ekonomik İlişkilerini Araştırma Enstitüsü 1959'da kuruldu.[kaynak belirtilmeli]

1960'larda ismen çağırma sistemiyle Avrupa'ya gidenler için ikili anlaşmalar yapıldı. İş ve İşçi Bulma Kurumu (Bundesagentur für Arbeit)[kaynak belirtilmeli], Türkiye Cumhuriyeti Çalışma Bakanlığı ve Alman irtibat büroları vasıtasıyla ülkeler arasında anlaşmalarla işgücü hareketleri bir sisteme bağlandı. 31 Ekim 1961'de Almanya (bakınız: Anwerbeabkommen zwischen der Bundesrepublik Deutschland und der Türkei), 1964'de Avusturya, Belçika, Hollanda, 1965'de Fransa, 1967'de İsveç ile Türkiye arasında işgücü anlaşmaları imzalandı.[1]

Türk işçileri konuk işçi (Gastarbeiter) sıfatıyla ve sadece erkekler kaydıyla alınıyordu. Dönüşüm ilkesine (rotation) göre işçiler bir yıl sonra ülkelerine döneceklerdi. Ama kimse dönmedi.
İlk gidenler, birinci kuşak, heim'larda yani yurtlarda kaldı. Ağır, kimsenin çalışmadığı işlerde çalıştılar, aileler parçalandı[kaynak belirtilmeli].

1966-67'deki krizde 70.000 işçi işten çıkarıldığında bunların çoğu yurda dönmedi, Hollanda ve Belçika'ya gitti.[kaynak belirtilmeli]

1970'lerde işçiler, konukluktan kalıcılığa yöneldiler. Sosyal haklar elde ettiler, dernekleştiler. Ancak 1973 krizinde işçi alımları durduruldu, çalışanlar yurtlarına dönmeye özendirildi. 1973'de 100.000 işçi yurtdışına gitmişti, 1974'de bu 640 kişiye düştü. Sırada bekletilen 1 milyon kişi vardı. Ancak işçi göçü, turist pasaportuyla ve siyasi iltica talebiyle devam etti. Siyasi sığınmacılar 1976'da 800 civarındayken, 1980 askeri darbesinden sonra 57.913'e çıktı.[kaynak belirtilmeli] Bunlara af çıkarıldı. Ailelerin getirilmesiyle, eş ve çocuklar hakkındaki özendirici yasalarla nüfus arttı. Oturma ve çalışma izni aldılar.
1980'lerde artık kalıcı olanlar, çalışma problemlerinden sonra kimlik ve dil, eğitim, uyum sorunlarıyla karşılaştılar.

1990'larda Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra 1991'de Yabancılar Yasası Almanya'da kabul edildi. İşten çıkarmalar, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve şiddet artmaya başladı. Sosyal haklar yanında, siyasal haklar ve çifte vatandaşlık tartışılmaya başlandı.
Yazar= Muhammet AKSOY Güzelyurt Gölköy ORDU Herkese Selemlar...
23 Kasım 1992 tarihinde Mölln'de (Mordanschlag von Mölln) ve 29 Mayıs 1993 tarihinde Solingen'de (Solingen Faciası) bu gruba karşı ırkçı saldırları düzenlendi, bu olaylarda 8 kişi öldürüldü.

Kimlik meselesi [değiştir]

Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşları, Avrupalılık kimliğiyle tam uyum sağlamış değiller. Zaten Avrupalılık tarifinde bir anlaşma sağlanamadı. Türk işçiler, Türk kimlikleriyle sürece katılıyorlar. Almanlar bu topluma, Paralellgesellschaft, yani paralel toplum diyor. Çokkültürlülük ve ulusötesi yurttaşlık kavramları medyada tartışılan konulardan.[kaynak belirtilmeli]

Genel olarak Avrupa'da yükselen İslam fobisi, Hristiyan Avrupa'da Türklerin istenmediğine dair inançlar oluşturuyor. Bir yandan köktencilik, bir yandan ırkçılık, bir yandan İslam düşmanlığı ile karşı karşıya kalan Avrupalı Türklerin birinci kuşağı yurt ile özdeş durumda.[kaynak belirtilmeli]

Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlarının sorunları sadece bütünleşme değil. Hala birçoğu dönecekmiş gibi çalışmakta, hala birçoğu kiracı. Birinci kuşak yaşlanmış ve yoksullaşmış. Yabancı dil ve eğitim sorunları, Avrupa'nın hem dini yaşayışına hem seküler yaşayışına uyumsuzluk devam ediyor. Birkaç kişi yerel siyasi kurumlara seçiliyor, hatta milletvekili olanlar bile var, ancak kütlesel olarak kültürel dışlanmışlık hakim.[kaynak belirtilmeli]

Dernekler ve Vakıflar [değiştir]

Sayısız dernek ve STK var.,Türk dernekleri, Ülkücü federasyonlar, Milli Görüş teşkilatları, Kürt dernekleri, Alevi dernekleri, tarikatlar, diyanet kurumları, cami ve cemaat birlikleri, vakıflar Avrupa demokrasisinden sonuna kadar faydalanıyorlar.[kaynak belirtilmeli]

Sayısal bilgiler [değiştir]

Almanya [değiştir]

Resmî veriye göre 31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla Almanya'da 1.738.831[2] Türk vatandaşı yaşamaktadır.
Genel itibariyle Almanyada yaşayan Türk'ler diğer kaynaklardada belirtildiği üzere 2.8 milyon ile 3 milyon civarındadır.

Fransa [değiştir]

Ana madde: Fransa'da yaşayan Türk vatandaşları
Resmî veriye göre 31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla Fransa'da 423.471 (çifte uyruklu vatandaş dahil) [2] Türk vatandaşı yaşamaktadır.

Hollanda [değiştir]

Resmî veriye göre 31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla Hollanda'da 364.333 (çifte uyruklu vatandaş dahil)[2] Türk vatandaşı yaşamaktadır. Hollanda'daki Türk vatandaşları 1970'li ve 1980'li yıllardan sonra işçi olarak gelmiş ve ailelerini de getirerek buraya yerleşmişlerdir ve Amsterdam, Zaandam, Rotterdam, Eindhoven gibi kentlerde yoğunlaşmıştır.[kaynak belirtilmeli] Türkiye özlemini yaz mevsiminde Türkiye'ye gelerek gidermektedir.[kaynak belirtilmeli] Özellikle 2000 yıllından sonra emekliliğe ayrılmış Türk vatandaşları, Türkiye'ye geri dönmeye başladılar.[kaynak belirtilmeli] Hollanda'daki Türk vatandaşları ülke siyasetine yön vermektedir.[kaynak belirtilmeli] Hollanda Parlamentosu'na yapılan her seçimde Türk asıllı milletvekilleri girebilmektedir.

Avusturya [değiştir]

Avusturya'da resmî veriye göre 31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla Türk'lerin nüfusu 113.635[2] ve resmî olmayan iddialara göre 250.000[3][4] Türk vatandaşı yaşamaktadır. Bunlar özellikle çalışıp para kazanma amacıyla gelmiş olup yerleşmişlerdir. Avusturya nüfusuna oranı %0,9'u teşkil edip Avusturya'da iskan eden en büyük yabancı uyruklulardır.[kaynak belirtilmeli] Özellikle Vorarlberg eyaletinde, Salzburg ve başkent Viyana'da yoğundurlar. Başkent Viyana'daki ilçelerden Wieden'de nüfusun %2,3'ü, Innere Stadt (merkez)'ta nüfusun %2'sini oluşturur.[kaynak belirtilmeli]

İsviçre [değiştir]

İsviçre'de resmî verilere göre 31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla Türk'lerin sayısı 73.861[2], 2007 itibarıyla 62.000'i[kaynak belirtilmeli] geçmektedir. İsviçre vatandaşlığına da sahip olan çifte uyruklu vatandaş sayısı dahil edildiğinde 100.000'i geçmektedir.[5] Özellikle 1980'lerde İsviçre'ye işçi olarak giden ve oraya yerleştiler. Özellikle başkent Bern ile ülkenin en büyük kenti Zürih'te, ayrıca Basel ve St. Gallen'de de yoğundurlar.[kaynak belirtilmeli]

İsveç [değiştir]

Resmî veriye göre 31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla İsveç'de 63.580 Türk vatandaşı yaşamaktadır.[2]

Danimarka [değiştir]

Resmî veriye göre 31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla Danimarka'da 54.879 (çifte uyruklu vatandaş dahil) Türk vatandaşı yaşamaktadır.[2]

Birleşik Krallık [değiştir]

Bireşik Krallık'ta resmî veriye göre 31 Aralı 2006 tarihi itibarıyla Birleşik Krallık'ta 52.893 Türk vatandaşı yaşamaktadır.[2]Birleşik krallık vatanşalığı almış Kıbrıs Türkleri,Türkiye Türkleri ve Türk vatandaşlarının toplam sayısı 500 bin sayısına yaklaşmaktadır.

Yunanistan [değiştir]

Bireşik Krallık'ta resmî veriye göre 31 Aralı 2006 tarihi itibarıyla Yunanistan'da 48.880 (çifte uyruklu vatandaş dahil) Türk vatandaşı yaşamaktadır.[2]Yunanistan'da yaşayan Türkler ile birlikte toplam sayı 130-200 bin civarındadır.Batı trakya,On iki adalar ve Giritte yoğunlaşmışlardır.

Belçika [değiştir]

Belçika'da resmî veriye göre 31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla 39.664[2] Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaşamaktadır. Ancak kaçak olarak gelen Türk vatandaşları ile birlikte, tahminen 230.000-300.000 civarında olduğuna dair iddialar vardır.[6] Türk vatandaşıları en çok başkent Brüksel, Anvers'te ve Gent'de yoğun olarak yaşamaktadır.[kaynak belirtilmeli]

Norveç [değiştir]

Resmî veriye göre 31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla Norveç'te 15.353 Türk vatandaşı yaşamaktadır.[2]

İtalya [değiştir]

Ana madde: İtalya'da yaşayan Türk vatandaşları
İtalya'da 2008 itibariyle 16.000-500,000 2010[7] (31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla: 14.124)[2] Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaşamaktadır. İtalya'daki Türk vatandaşlarının büyük bir çoğunluğu başkent Roma'da yaşamaktadır.[kaynak belirtilmeli]

Romanya [değiştir]

Resmî veriye göre 31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla Romanya'da 12.000 Türk vatandaşı yaşamaktadır.[2]Romanya'da yerli olarak geçmişten bugüne gelen Türklerin sayısı resmi olarak 45-55 bindir.Tatarlar ve Türk vatandaşlarıda dahil edildiğinde Romanya'da 90-100 bin civarında Türk nüfus yaşamaktadır.

Finlandiya [değiştir]

Resmî veriye göre 31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla Finlandiya'da 7000,tahminen 20000 Türk vatandaşı yaşamaktadır.[2]

Polonya [değiştir]

Resmî veriye göre 31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla Polonya'da 2500 Türk vatandaşı yaşamaktadır.[2]Polonya'da ayrıca Karaim Türkleri yaşamaktadırlar.

İspanya [değiştir]

Lihtenştayn [değiştir]

Lihtenştayn'de 894 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ikamet etmektedir.[8] Lihtenştayn’da yaşamakta olan Türkiye Cumhuriyeti uyruklu vatandaşlar, İsviçrelilerden, Avusturyalılardan, İtalyanlardan ve Almanlardan sonra ülkenin en büyük beşinci yabancı azınlık grubunu oluşturmaktadır.[8]

Not [değiştir]

Kaynaklar [değiştir]

  • Nermin Abadan-Unat, Bitmeyen Göç, Konuk İşçilikten Ulus Ötesi Yurttaşlığa, İBÜY, İstanbul 2002.
  • Ayhan Kaya-Ferhat Kental, Euro Türkler: Türkiye ile Avrupa Birliği Arasında Köprü mü Engel mi, İBÜY, İstanbul 2005.

Ayrıca bakınız [değiştir]

türkiye.gov.tr

e-devlet, devlet hizmetlerinin kullanıcı ihtiyaçları göz önüne alınarak elektronik ortamda, güvenli, kesintisiz ve hızlı olarak ortak bir nokta üzerinden vatandaşa ulaştırılması amacıyla hazırlanmakta olan bir sistemdir.
e-Devlet sistemi'ne T.C Kimlik Numarası kullanarak kolayca girmek mümkündür. Siteye PTT'den alınacak şifre ile, Turkcell ve Avea hatta sahip olanlar Mobil İmza ile ve smart kart ve okuyucu kullanarak Elektronik İmza sistemi ile girilebilmektedir. Bu projenin sorumlusu Türksat A.Ş.'dir. Gerekli altyapının kurulması, devlet hizmetlerinde hem bilgi hem iletişim hem de kalite standartlarının belirlenmesinde bu kurum sorumludur. [1] [2]

Konu başlıkları

[gizle]

türkiye.gov.tr projesi [değiştir]

Uluslararası internet alan adı tanımlamasıyla Turkiye.gov.tr, Türkçe karakter kullanım yasasına göre "Türkiye.gov.tr" olarak tanıtımı yapılan, tanıtımda "e-Devletin kapısı 12 Aralık'ta genişliyor" sloganıyla yolu çıkılan e-devlet uygulamalarını bir tek adres altında toplanmasını sağlayan elektronik vatandaşlık bilgi ve talep güncelleme hizmeti veren bir kamu sitesidir.

2008 CeBIT Bilişim Eurasia 5.salondaki "Devletin Kısayolu" adında bir tanıtım semineri sonrası kamu oyuna tanıtımı yapılmıştır.

18 Aralık 2008 tarihinde ise Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’nda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "e-devlet kapısı" hizmete açılmıştır. [3]
e-Devlet Kapısı, devlet hizmetlerinin kullanıcı ihtiyaçları gözetilerek elektronik ortamda, kesintisiz ve güvenli bir şekilde ortak bir nokta üzerinden vatandaşa ulaştırılması amacıyla hazırlanan olan bir yapıdır.
türkiye.gov.tr'de doğum, askerlik ve bir çok konu ile ilgili A'dan Z'ye her türlü işlem hakkında bilgi veren yazılar ve şifre ile giriş yapıldığında bir çok başvuru işlemleri, rezervasyon işlemleri, borç işlemleri, sınav bilgileri ve daha fazla işlemlere 7 gün 24 saat boyunca ulaşılabilmektedir.

Alan adı bilgileri [değiştir]

turkiye.gov.tr alan adı T.C. Başbakanlık Bilgi İşlem Başkanlığı tarafından 7 Haziran 2001 tarihinde oluşturulmuştur. Alan adı'nın yöneticisi proje sorumluluğunda olduğu gibi Türksat'tır. Alan adı mali işlemleri ise T.C. Başbakanlık İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı tarafından kontrol edilmektedir. Alan adı'nın bağlı olduğu Nameserverler ise ns1.turkiye.gov.tr (IP:94.55.117.7) ve ns2.turkiye.gov.tr (IP:94.55.118.8)'dir.

Mernis Nedir?

Merkezî Nüfus İdare Sistemi ya da kısaca MERNİS, İçişleri Bakanlığı'na bağlı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nce yürütülen ve 2000'li yıllarda uygulamaya alınabilen merkezî nüfus bilgileri düzenlemesidir.

Bilişim teknolojileri ve ortak veritabanı işlemciliği açısından Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli ve temel projesidir. Sistem merkezi olarak Ankara, Yenimahalle ilçesi, Lalegül semtinde yer alan ilgili genel müdürlüğün yerleşkesi kullanılmaktadır.

MERNİS projesi kapsamında bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına bilgisayar ortamında 11 haneli sayıdan oluşan bir sayısal kişi kimlik atamasına dayanan ve adına Vatandaşlık Numarası denilen uygulama bu projenin vatandaşa yansıyan ve bilinen yanıdır. Projeye başlandığı 1960'lı yıllardan bu yana sistem veritabanına girilen ölü ve sağ kişi sayısı 120 milyonu geçmiş bulunmaktadır.

Konunun devlet erki açısından önemi dikey bir yapı olan nüfus verilerinin sağlam ve güvenilir olarak sağlamak ve bunun üzerinden diğer sosyal yatay toplumsal organizasyonlarına geçişi oluşturarak vatandaşlık bağı ile bağlı bulunan bütün ülke vatandaşlarının iş ve işlemlerinin ülkenin her yerinden hızlı ve zaman kaybettirilmeksizin erişimini ve talep eden vatandaşlarca işlemleri için yasalar ve yönetmelikler çerçevesinde kullanımına sunmaktır.

Projenin amaçları [değiştir]

  • Nüfus kayıtlarının bilgisayar ortamına aktarılarak ilçe nüfus veri tabanlarının oluşturulması ve hizmetin modernizasyonu sağlamak.
  • Nüfus hizmetlerinin ilçelerde bilişim teknolojileri kullanılarak verilmesini; ilçe nüfus veri tabanlarını Merkezde bütünleştirilerek Merkezi Nüfus Veri Tabanını kurulmasını gerçekleştirmek.
  • Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına birer kimlik numarası verilmesini sağlamak.
  • Kimlik numaraları aracılığıyla, kamu ve özel kesim bilişim projeleri arası kişi bilgileri alışverişinin, kişilerin biricik tanımlandığı bir alt yapı üzerinde çevrimiçi (on-line) yürütülmesini sağlamak.
  • Nüfus istatistiklerinin bilişim teknolojileri ile daha sağlıklı elde edilmesini sağlamak.
  • Kimlik bilgilerini kamu kurum ve kuruluşları ile kamu hizmeti veren kurumlarla paylaşarak hizmet akışını hızlandırmak, güvenilir hale getirmek ve vatandaşlarımızın hizmetlerini kolay, hızlı ve güvenilir olarak almasını sağlamak,
  • Bürokrasiyi azaltıcı, devletle vatandaşı yakınlaştırıcı bir hizmet güvenliği sağlamak.

Ayrıca bakınız [değiştir]

Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası

Dış bağlantılar [değiştir]

Vatandaşlık

Vatandaşlık

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Vatandaşlık, genellikle bir ülke olan politik kurumların bir parçası olmak demektir. Anayasal ülkelerde, o ülkede yaşayanların devlet tarafından anayasada vaadedilen haklardan yararlanmaları için o ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olmaları gereklidir. Bu kişilere vatandaş denir. Vatandaşın politik katılım hakkı vardır.
Her anayasal ülkenin vatandaşlık gereklilikleri anayasalarında yazmaktadır. Günümüzde bu gerekliliklerin başında milliyet, doğum yeri ve kültür gelir. Örneğin birkaç yıl öncesine kadar Alman vatandaşı olmak için anne veya babasının Alman olması gerekliliği vardı. Fransa'da, doğum yeri Fransa sınırları içinde olanların vatandaş olma hakları vardır. ABD'de ise, vatandaş olmak isteyenler, Amerikan toplumuna tümüyle uyum sağladıklarını ve Amerikan geleneklerini benimsediklerini kanıtlamak durumundadırlar.

Kavramlar 

Uyrukluk (tabiyet=nationality), bir kişi ile bir devlet arasındaki hukuki bağdır, kişinin etnik kökeniyle ilgili değildir. Vatandaşlıkla ilgili olarak şu terimler geçer: uyrukluk, yurttaşlık, vatandaşlık, tabiyet. Buradaki nationality'nin karşılığı milliyet değildir. Milliyet, hukuki kavram değildir. Kişiler için, uyrukluğundan söz edilir, uyruk denilmez. Kişilerin uyrukluğu olur. Uyrukluk tabiyet, vatandaşlık yurttaşlık yerine kullanılmaktadır.
ABD'de vatandaş ve uyruk aynı değildir. Uyruk, yurttaşları belirttiği gibi, sadakat yoluyla da uyruk olunabilmektedir. Amerikan Samoa ve Swan halkları böyledir (non-citizen nationals). Bazı hukukçulara göre yurttaş (citoyen, citizen) iç hukuku; uyrukluk (nationality, nationalite) uluslararası hukuku ilgilendirir. Uyrukluk Konusanda Avrapa Sözleşmesi'nde ise uyrukluk ile yurttaşlık eşanlamlı kullanılmıştır.

Vatandaşlık, gerçek kişilere has kullanılır. Tüzel kişi ve nesneler için uyrukluk kavramı kullanılmaktadır. Vatandaşlık hukuku, kamu hukuku içinde değerlendirilir. Devletler doğum yeri, kan bağı ve bunların karmasından oluşan ilkelerle uyrukluk verirler.

Türk anayasasının 66. maddesi, "Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'dür" demektedir. Bu ilke, anayasa hukuku bakımından, vatandaşların siyasal haklardan yararlanmaları açısından önemlidir. İdare hukuku ve sosyal güvenlik hukuku, ceza hukuku, uluslararası hukuk, insan hakları, usul hukuku, vergi hukuku açısından da vatandaşlık tanımı birçok özellik kazanmıştır.

Uluslararası hukuk ilkeleri, vatandaşlık hakkında üç ilke benimser: Her kişinin vatandaşlığı olmalıdır, her kişinin yalnız bir vatandaşlığı olmalıdır, kişi vatandaşlığını seçmede ve değiştirmede özgür olmalıdır.

Türk Vatandaşlığı Kanunu, 11 Şubat 1964'de kabul edilmiş ve birkaç kere değişikliğe uğramıştır. İskan Kanunu ise 14 Haziran 1934'de kabul edilmiştir. Vatandaşlık işleri İçişleri Bakanlığı'nca yürütülür. Bakanlığın birimleri vatandaşlıkla yakından ilgilidir: Nüfus ve Vatandaşlık işleri gm, İller İdaresi gm, Mahalli İdareler gm, Sivil Savunma gm, Kaçakçılık ve İstihbarat Harekat ve Bilgi Toplama gm. Doğrudan birim, ghVatandaşlık İşleri db'dır. Türkiye CIEC (Uluslararası Kişi Halleri Komisyonu) üyesidir (1953).

TVK'ya göre Türk vatandaşlığına giriş üç yolladır: Kanunla, yetkili makam kararıyla, seçme hakkıyla. Yapılan değişikliklere göre Türk'le evlenen yabancılar, bakanlık kararıyla vatandaşlığa geçebilmektedirler. İskan Kanunu'na göre ise yurtsuzlar ve mültecilere dair hükümlerle bunların vatandaşlığa geçişleri düzenlenmiştir. Vatandaşlıkla ilgili kararlarda yargı denetimi açıktır

İnsan ticareti

İnsan ticareti, Birleşmiş Milletlerce "kuvvet kullanarak veya kuvvet kullanma tehdidi ile veya diğer bir biçimde zorlama, kaçırma, hile, aldatma, nüfuzu kötüye kullanma kişinin çaresizliğinden yararlanma veya başkası üzerinde denetim yetkisi olan kişilerin rızasını kazanmak için o kişiye veya başkalarına kazanç veya çıkar sağlama yoluyla kişilerin istismar amaçlı temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması" olarak tanımlanmıştır [1].

Yasalara aykırı bir eylem olmakla kalmayıp uluslararası yasa ve insan hakları protokol lerinin de ihlali anlamına da gelir. Genellikle çok iyi örgütlenmiş suç ağlarına mensup suçlular tarafından yürütülür. İnsan tacirleri, mağdurları kendi ülkeleri içinde bir yerden diğerine aktarırlar, çoğu zaman da uluslararası sınırlardan geçirirler. Daha sonra mağdurların en temel özgürlükleri ellerinden alınır, eşya gibi satılırlar ve hem seks köleleri olarak hem de diğer işlerde zorla çalışmaya zorlanırlar. Kurbanlara rutin olarak tecavüz edilir, işkence ve şiddet e maruz bırakılırlar.

Muhacir nedir?

Muhacir, Türkçe'ye Arapça'dan geçen ve tehcire yani zorunlu göçe uğramış, bir yerden başka bir yere göç ederek gelen kişiler yani göçmenler için kullanılır.

Trakya bölgesinde günlük konuşma dilinde "Macır" olarak telaffuz edilen bu kelime, Balkan Savaşları'ndan itibaren 1930'lara kadar Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk ve Yugoslavya gibi Balkan ülkeleriyle Türkiye arasında mübadele ile göçenler için kullanılmaktadır. Bu göçmenler öncelikle Trakya olmak üzere, çoğunlukla Marmara Bölgesi'ne yerleştirilmişlerdir. Yunanistan'dan göçenler genellikle Girit, Midilli ve Selanik civarından göç etmişlerdir. Girit ve diğer Ege Adaları'ndan göçenler kendilerini Muhacir olarak değil, Adalı olarak tanımlarlar.

Balkanlardan gelen göçmenler devletten toprak almışlar, ancak varlıklarını ve evlerini geldikleri ülkelerde bırakmışlar, çok büyük emek vererek Türkiye'de yeni düzen kurmaya çalışmışlardır. Balkan halklarında yüzyıllardan beri yerleşmiş olan köy düzeni, ev inşaatı, bahçe düzeni (çiçek) ve tarımsal faaliyetlerde (meyve ve sebze yetiştirme gibi) geleneksel anlayışı Türkiye'ye ilk defa getirmişler ve çalışkanlıkları ile büyük takdir toplamış, önemli bir kısmı birçok alanda ülkenin öncüleri olmuştur.

Osmanlı-Rus Savaşı ve Kafkasya Savaşı (19. yüzyıl) sırasında Kafkasya'dan göçenler de Muhacir olarak adlandırılır.

1923 yılında yapılan Lozan Antlaşması gereği Türkiye'deki Hıristiyan Rumlar ile Yunanistan'daki Müslüman Türklerin değiş tokuşu yapılmış, mallarına karşılık mal verilerek mübadele edilmişlerdir.

Pasaport nedir?

Pasaport yabancı ülkelere gidecek olanlara yetkili kuruluşça verilen, yabancı ülke yetkililerinin kimlik incelemesinde geçerli olan belgedir.

Türkiye'de lacivert, yeşil ve gri pasaportlar İl Emniyet Müdürlükleri tarafından verilirken kırmızı pasaport verme yetkisi Dışişleri Bakanlığı'ndadır. Pasaport Kanunu 15 temmuz 1950'de kabul edildi (5682 sayılı kanun). Pasaport Kanunu'na göre Türkiye'ye giriş için 3 zorunluluk vardır: giriş kapılarından girme, pasaport veya yerine geçen belge bulundurma, vize (sadece yabancılar için). Giriş çıkışlar ancak Bakanlar Kurulunca saptanır ve kara, hava, demir, deniz yollarını kapsar. Giriş çıkışlarda özellikle kara yolundakiler komşu devletle karşılıklı olur. BK'ce belirlenmiş yollar dışında giriş çıkışlar yasaktır ve uymayanlar cezalandırılır. Batmakta olan bir gemiden can havliyle giriş yaparak karaya çıkanlar bundan ayrı tutulur.
Pasaport, gerçek kişilere özgü bir belgedir. Pasaport Kanunu, TVK, Polis Kanunu ve Gümrük Kanunu konuyla yakından ilgilidir. Pasaportun amaçları:
  • yurttaşlığın kanıtı,
  • bir devletin uyruğuna başka ülkeye gitmede izin vermiş olduğunu göstermesi,
  • pasaport sahibine gereken resmi kolaylık sağlanmasının belgesi olması,
  • vizelerin üzerine işlenmesi,
  • sınırlardan giriş ve çıkışlarda kanıt oluşturan damgaların üzerine vurulması. PK'ye göre, uyruk durumu düzgün olmayanlara ve yurtsuzlara da 'yabancılara mahsus damgalı pasaport' verilebilir.
Pasaport yerine geçen belgelerden biri pasavan'dır. Sınırlarda, Türkiye-Suriye sınırı başta olmak üzere burada yaşayanlar kullanmaktadır. 2003 Kasım ayında Suriye'den 5 bin kişi 48 saatliğine bu belgeyle akrabalarını ziyaret için Hatay'a girip çıkmıştır. Diğer belgeler: gemi adamı cüzdanı, demiryolu personeli kimlik belgesi, uçak mürettebatı belgesi.

Göçmenler, hükümet temsilcisinin verdiği vesika veya göçmen belgesi ile pasaportsuz giriş çıkış yapabilirler. Mülteciler ise, Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Sözleşme (1951)'ye göre taraf devletlerden birinin mültecisi seyahat belgesi taşır, izinsiz girişlerinde cezalandırılmaz; sözleşmeye taraf devletlerden birinde ikamet etmeyenlerin girişi ise İçişleri Bakanlığı izniyle olur. Türkiye ile KKTC arasındaki geçişler kimlik belgesi ile yapılabilir. Bazı Avrupa Birliği ülkelerinden (örn: Almanya) gelen yabancıların Türkiye'ye belli bazı sınır kapılarından (örn: Atatürk Havalimanı) yaptıkları girişlerde pasaport yerine o ülkelerin kimlik belgesini ibraz etmeleri yeterlidir. Pasaportsuz veya yerine geçen belgesiz olanlar ise, Türk vatandaşı iseler, yurda sokulurlar. Vatandaşlığını kanıtlayamayanlar geri çevrilirler. Sınırdışı edilenlerin masrafları kendilerine aittir. Yabancılar ise doğrudan geri çevrilirler. Pasaportunu kaybedenler hakkında İçişleri Bkanlığı soruşturması yapılır. Buna rağmen içeri girenler ağır para cezası ve 1 aydan 6 aya kadar hapisle cezalandırılırlar. Yabancı, cezasını çektikten sonra da sınırdışı edilir. Masrafını karşılayacak parası yoksa sevkini devlet yapar.

Vize, pasaporta, onu kullanarak ülkeye girilebilmesi için yapılan onaydır. Belgeyi geçerli sayma ve giriş çıkışta sorun olmadığını belirtir, pasaportu veren otoriteyi yani devleti tanıma anlamı da taşır. Yabancıların Türkiye'ye girişinde pasaport dışında giriş vizesi de gereklidir. Umuma mahsus yabancı pasaportlara vize vermeye valilikler veya onların izniyle emniyet müdürlükleri ve kaymakamlar, yurtdışında ise konsolosluklar yetkilidir. Uygulamada sınır kapısında vize almaya bandrol vize denir. Bandrol vize harçlarını Dışişleri Bakanlığı belirler. Bununla birlikte yabancıların Türkiye'ye girişlerinde pasaport ve vize denetimi Emniyet'in, yani İçişleri Bakanlığı'nın denetimindedir. Vize, ikamet veya çalışma hakkı vermez, sadece geçici bir süre kalma hakkı sağlar. Üç tür vize vardır: Tek giriş vizesi (bir yıl, sadece bir giriş için), sayısız giriş vizesi (birden çok giriş için), transit vizesi (başka ülkelere gitmek için Türkiye'den geçmek üzere tek transit ve çift transit -gidiş dönüş-lidir). Türkiye'ye dönüş vizesi yabancılara verilir, süresi bir yıldır. İkamet tezkereli yabancılardan bu vize aranmaz, buna "vize bağışıklığı" denir. PK'ye göre, emniyet izniyle, uçaktan uçağa aktarmalarda yabancılar havaalanı dışına çıkabilir. Genelde iki devlet arasında vize anlaşmaları yapılır. Ancak vize uygulamaları veya vize muafiyeti tek taraflı da olabilir. Avrupa Birliği ülkelerinin kendi aralarında vize zorunluluğu yoktur, ancak birlik ülkeleri Türkiye'ye vize zorunluluğu uygulamaktadır. Bazı AB ülkeleri, başka bir AB ülkesinde sürekli oturan TC yurttaşlarını vizeden muaf tutmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti de bu ülkelerden bazılarına (örneğin Almanya, Bulgaristan, Yunanistan gibi), orada yaşayan Türkiye veya Türk kökenli yabancılara kolaylık sağlamak amacıyla vize uygulamaz.

Pasaport türleri 

  • Umumi pasaport: Her vatandaşa verilebilir.
  • Hizmet pasaportu: Hükümet yetkililerine verilir.
  • Diplomatik pasaport: Diplomatlara verilir.
  • Geçici pasaport: Pasaportu kayıp veya çalınmış olanlara kısa süreliğine verilir.

Göçmen nedir?

Göçmen (muhacir), bir ülkeden başka bir ülkeye yerleşmek amacıyla göç eden kişidir. Hukuki olarak göçmen veya göçmenler, en az iki ülkeyi ilgilendirmektedir. Biri bırakılan ülkedir, öteki yerleşilen ülkedir. Bırakılan ülke için göç bir dışa göç (emigration), yerleşilen ülke içinse bir iç göç (immigration) olayıdır. İçe göçene immigrant, dışa göçene emigrant denir.

Göçmenlerin, iki ülke arasında başka ülkeleri dolaşmalarına transmigration denir. Yerleşme niyeti olmadan böyle ülkelerde bulunanlara transit göçmen denilmektedir.

Türk hukukunda Türk Vatandaşlık Kanunu ile İskan Kanunu'nda göçmenler Türk soyundan olanlar ve Türk kültürüne ait olanlar şeklinde iki kategoriye ayrılmaktadır. Kanunlarda tek tek göç, toplu göç, göçebelik, meskun olma, aşiret kavramları geçer. Türk soylu ve Türk kültürüne ait olmayı Bakanlar Kurulu değerlendirir. Balkan göçmenleri buna göre yurda kabul edilmiştir.

İskan Kanunu'na göre Türk kültürüne bağlı olmayanlar, anarşistler, casuslar, göçebe çingeneler, sınırdışı edilmişler göçmen olarak kabul edilmezler. Bu hükümlerle Avrupa Sözleşmesi'ndeki "devletlerin yasalarında cinsiyet, dil, din, renk, etnik ayrımcılık yapamazlar" ilkesi çelişir.

Göçmenliğe kabul edilenlerin bazıları iskanlı göçmen olur ve karşılıksız iskan yardımı alırlar. Yardım istemeden gelenlere serbest göçmen denir. Türkiye'ye gelecek göçmenler bulundukları ülke konsolosluğundan göçmen vizesi alır. Sınırdan içeri girince bulundukları yerdeki en büyük mülki amire kendilerini kayıt ettirirler, göçmen belgesi alırlar, vatandaşlığa girme bildirimini imzalarlar. kanunlara göre göçmen belgesi (muhacir kağıdı) Köyişleri BakanlığıNca verilir. Göçmen belgesi, nüfus cüzdanı yerini tutar, 1 yıl geçerlidir. İçişleri Bakanlığı'nın sunumuyla Bakanlar Kurulu kararnamesiyle göçmenlere nüfus cüzdanlarını verir. Ayrıca, mülteci statüsünde ülkeye girenlerin göçmen statüsüne geçmelerine Bakanlar Kurulu karar verir. Geldikleri ülkede askerlik yapmış olan göçmenler askere alınmazlar. Göçmenlere tanınan haklardan biri de, geldikleri yerden getirdikleri eşyanın gümrük vergilerinden muaf olmasıdır.

Göçmen Kaçakçılığı [değiştir]

Uluslararası çetelerin, ekonomik vaadlerle kandırdığı yoksul insanların, sonu acıklı biten kaçak yolculuğunun sonuçları kanunlarda belirtilmiştir. TCK'ya göre göçmen kaçakçılığı suçu, doğrudan maddi menfaat sağlamak üzere, yabancı uyrukluları veya yurtsuzları Türkiye'ye sokmak veya Türkiye'de sürekli oturmalarına izin verilmemiş kişilerin yasal olmayan yollardan yurda sokulması, yurttan çıkarılmasıdır. Burada, yasal olmayan yollardan ülkeye giriş yapılsa bile bu eylem göçmen kaçakçılığı işleminden sayılmayan suça girmektedir. Yine, siyasal amaçlarla gerçekleştirilen göçmen kaçakçılığı da TCK hükümlerine girmez, bu suçlar ayrıca cezalandırılır. Yasaya göre, mağdurlar suçlu sayılmaz. Suçun failleri, kaçakçılığı planlayan, uygulayan, sahte kimlik ve pasaport düzenleyen ve örgütleyenlerdir. Kaçaklar ise, suç çetelerinin eline düşmüş mağdurlar olarak kabul edilir. Faillere 8-12 yıl hapis ve en az 1 milyar lira para cezası verilir. Eylem sırasında mağdurlar ölmüşse bu cezalar katlanır. hadi ordan bebeğim....

Uluslararası göçün İstatistikleri 

Avrupa Birliği, bünyesindeki ülkelerin vataşlarına serbest göç hakkı tanıdığı için, birçok avrupalı vatandaş Avrupanın gelişmemiş doğu kısmı tarafından, ona nispeten daha çok gelişmiş olan batı kısmına göç etmektedir, özellikle İtlya, Almanya, İspanya ve Fransa en çok göç alan ülkeler arasında gelmektedir. Farkedilebilir bir biçimde Avrupa birliğinin bazı ülkeleri yeni üyelerden daha avantajlı durumda gözükmektedir; örnekle, çok büyük sayıda Polonyalı insan İngiltere, İrlanda ya da Hollanda'ya göçerken, yüksek sayıda Romanyalı ise genelde İtalya ve İspanya'yı seçmekte. Diğer bir yandan Fransa ve Almanya ülkelerine Doğu Avrupa'dan gelecek göçmenler için çeşitli yasalar ve sınırlardırmalar çıkarmıştır fakat İngiltere ve İrlanda'da hiçbir kısıtlama yoktur.

Polonya'nın Avrupa Birliği üyesi olmasından (Mayıs 2004) 2007 yılının başlarına kadar 375.000 Polonyalı İngiltere'de iş sahibi olmuştur ki bu rakam İngiltere'de yaşıyan 750.000 Polonyalı'nın 3 te birini oluşturmaktadır. çoğu Polonyalı İngiltere ve İrlanda arasında mekik dokuyan birçok Doğu Avrupalı gibi sezonluk çalışmaktadır.

Giriş İzni ve Giriş Vizesi Nedir?

 Giriş İzni (Entry Clearance) nedir

Giriş izni, belirli kategoriler altında Birleşik Krallık’ı ziyaret etmek isteyen kişilerin ülkeye gelmeden önce Birleşik Krallık dışındaki giriş izni yetkililerince (vize memuru - ECO: entry clearance officer), kural ve prosedürlere uygunluğunu denetleyen bir metottur. Kişilerin giriş izni almaları bazı durumlarda mecburi bazı durumlarda isteğe bağlıdır. Bütün durumlarda, kişilerin Birleşik Krallık’a kabul edilmesi yetkisi ülkeye giriş kapısındaki Göçmelik İşlemleri Memuruna aittir.

Giriş izni çeşitleri

Giriş izni, pasaportun veya seyahat belgelerinin üzerinde yapışmış bir pul şeklinde olur. Bu pul, seyahat edenin milliyetine göre, aşağıda tanımlanmış şekillerde verilir.

• Vize
Vize alması gerekli devletlerin vatandaşları, devleti olmayanlar ve mülteciler
• Giriş İzni
Vize alması gerekmeyen devletlerin vatandaşları, Britanya vatandaşları dışındaki dışındaki diğer Britanya milletler topluluğuna mensup kişiler
• Aile izni
Avrupa Ekonomik Bölgesi vatandaşlarının bakmakla yükümlü üyeleri

Giriş izni için başvuracakların mutlaka geçerli pasaport veya kimliğini ve milliyetini tanımlayan bir belgeye sahip olması gerekmektedir.

Giriş için izin (Leave to Enter)
Seyahat edenlerin Birleşik Krallık’a giriş ve kalış süresi ve koşullarını 2 Ekim 2000 den önce, giriş kapılarındaki göçmenlik işleri memurları belirlerdi (giriş izni). Bu tarihten sonra, 1999 tarihli Göçmen ve Mülteci Kanununun yürürlüğe girmesi itibariyle, giriş için izin verme yetkisi, Birleşik Krallık dışındaki giriş vizesi yetkililerine devredilmiştir. Böylece, giriş vizesi, sadece kişinin Birleşik Krallık’a vize başvurusunu yapabilecek nitelikte olduğunu göstermekle kalmaz, aynı zamanda kalış süresinin uzunluğunu, giriş koşul ve şartlarını da belirler.

Giriş Vizesi ve Giriş İzninin Geçerliliği

Giriş vizesi ve giriş izninin geçerliliği normalde aynıdır. Giriş izninde iki tane önemli tarih vardır: geçerlilik tarihi ve bitiş tarihi. Geçerlilik tarihi birçok durumda giriş vizesinin verildiği tarihtir. Buna rağmen, bazı başvuranların, başvurularından hemen sonra Birleşik Krallık’ a gitmeleri mümkün olmayabilir veya buna niyetli olmayabilirler. Bu durumda vize memurlarının bu süreyi giriş vizesinin onaylandığı tarihten üç ay sonrasına kadar tecil etmeye takdir hakkı vardır. Gereksiz vize uzatma talebi olmaması için Giriş İzni Yetkilisi, başvuru sahiplerinden ülkeye gitmeye niyetli oldukları tarihi sorgulamalıdır.

Vize bitiş tarihi, giriş vizesi ve giriş izninin yürürlükte olmadığı tarihi belirtir. Bu tarihten sonra, giriş vizesi Birleşik Krallık’a seyahat için geçerli olmayacak, veya giriş izni hakkı vermeyecektir.

Giriş izni verilmiş kişi, giriş vizesinin geçerli olduğu sürece, izin verilen amaçlarla ve istediği kadar Birleşik Krallık e gidebilir, kalabilir. Fakat, her ayrı ziyarette Birleşik Krallık’ta kalma izni maksimum limiti 6 aydır. Giriş izni çok girişli olarak verildiğinde ( normalde 1,2,5 veya 10 yıl) her ziyaretin süresi maksimum 6 ayla sınırlandırılmıştır. Bu sınır, vize pulunda, “kalış süresi”nin altında bulunur.

Ebeveynlere eşlik etme
Bakılmakla yükümlü aile üyelerinin, vize sahibinin pasaportuna dahil olduğu durumlarda, vize deki pasaport numarasının yanına “x”den önce çocukların sayısı, “y”de eşi belirtmek üzere konarak notlarla izah edilir. Örnek olarak, eğer eşi ve üç çocuk, vize sahibine eşlik ediyorsa ve bütün aile bireyleri bir tek pasaportta yer alıyorsa, onaylama “+3x+y”olur. Bu Avrupa Birliği kurallarında şart koşulan prosedürdür. Giriş İzni memurları, aynı zamanda ayrı bir sayfada, resmi damga ve/veya vize memurunun imzasıyla bilginin doğru olduğunu tasdik ederek, bakmakla yükümlü aile üyelerinin isim ve doğum tarihlerini eklemeleri gerekir.

Polis Kaydı
Belirli bazı ülkelerin vatandaşlarının, kurallar gereğince Birleşik Krallık’ta kalışları boyunca polise kayıt olmaları gerekir. Vize pulunda, kaydın gerekli olup olmadığı yazılmalıdır.

Londra’da, polis kaydı, Denizaşırı Ziyaretçiler Kayıt Ofisinde, (Overseas Visitors Registration Office(OVRO)), Brandon House, 180 Borough High Street, Londra SE1 1LH, Tel: 020 7230 1208; başka yerlerde kayıt ofisi olarak belirlenmiş en yakın polis istasyonunda yaptırılır. Kişiye giriş izni veya kalma izni verilen koşulları belgeleyen POLIS KAYIT BELGESİ için bir ücret alınır.

Giriş Vizesinin Nereden Alınacağı
Giriş Vizesine müracaat, Birleşik Krallık dışında normalde Birleşik Krallık elçiliklerinin içinde bulunan, Vize ofislerine yapılır. Ziyaretçi vizesi dışındaki başka tür vize talebinde bulunan kişi, yaşadığı veya yasal olarak oturduğu ülkedeki vize ofisine veya yetkili bir ofise başvurmalıdır. Ziyaretçi vizelerine, kişinin normalde oturduğu ülke dışındaki bir başka ülkeden de başvurulabilir.

Giriş İzni alması zorunlu olmayan kişilerin, Birleşik Krallık’a geldiklerinde, kurallara uygun olduklarının ve kabul edilebilirliklerinin vize memurlarını tatmin edecek düzeyde olması gerekir. Yerine getirilmesi gereken gereklilikler, giriş izni gerekliliği olmayan vatandaşlar ve giriş izni sahibi vatandaşlar için olanlarla aynıdır.

Giriş İzni Başvurularının Değerlendirilmesi
Vize için başvurular, giriş vizesi memurları (ECO: entry clearance officer) tarafından değerlendirilir. Bütün giriş vizesi memurları, deniz aşırı ülkelerde görevlerine başlamadan önce yoğun bir eğitim alırlar. Vize memurunun işi ve karar alma süreci Vize Müdürü (ECM: Entry Clearance Manager) tarafından denetlenir.

Bir giriş vizesi vermek veya reddetmek ile ilgili karar, Göçmenlik kuralları ve Devlet Göçmenlik Politikalarına uygun olarak alınmalıdır. Vize memurundan, kararını verirken adil ve mantıklı davranması beklenir.

İnsan Hakları Değerlendirmeleri
Birleşik Krallık, Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu'nu 1951de imzalamıştır ve o zamandan beri bu sorumluluklarını yerine getirmeye çalışmıştır. Fakat, yakın zamana kadar, konvansiyonun bireylere verdiği haklar, İngiliz mahkemelerinde uygulanamıyordu. 2 Ekim 2000 de uygulanmaya başlayan İnsan Hakları Kanunu ile, sivil otoritelerin Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonuna uygun hareket etmeleri yasal bir görev haline geldi. Bakanlar, yürürlükteki göçmenlik kurallarının İnsan Hakları Kanuna uygun olduğuna inanmaktadırlar; bundan dolayı giriş vizesinin geçerli nedenlerle reddedilmesi insan hakları ihlali kapsamında olmamalıdır.


Birleşik Krallık’a Varışta Neler Oluyor?
Birleşik Krallık giriş noktasındaki bir göçmen memuru (IO: Immigration Officer) genel olarak ülkeye girmek isteyen üç çeşit kişi ile ilgilenir:

1- Giriş iznine (vizeye) ihtiyacı olmayanlar.
Bu durumda, göçmen memuru, kişinin giriş için yeterli olduğu hakkında tatmin olmalıdır.

2- Giriş iznine ihtiyacı olup, sahip olmayanlar.
Böyle kişilerin normalde girişi reddedilir (ve bu kişiyi ülkeye getiren kişi veya şirket cezalandırılır.) Eğer müstesna olarak göçmen memuru kişinin Birleşik Krallık’a girmesine izin verirse, bir uyarı damgası pasaporta basılmalı ve seyahat edene gelecekte giriş vizesinin gerekli olduğu hatırlatılır.

3- Giriş iznine ihtiyacı olup, sahip olanlar.
Göçmen memurunun dikkati, gelen kişiyi sorgulamaktan daha çok, bu kişinin kimliğini ve sahip olduğu giriş vizesini ve iznini doğrulamaya kayar. Aynı zamanda kişiye giriş vizesinin verilme sebebinde bir değişiklik olmadığından emin olmaya çalışır. Belirli bazı koşullar altında, göçmen memurunun giriş vizesi taşıyan herhangi birinin girişini reddetmeye yetkisi vardır.

Bütün pasaportlar, normalde, Birleşik Krallık’a ilk gelişte damgalanır.

Birleşik Krallık’a girişte veya sonrasında değişen statü (switching)
Sadece belirli ve limitli bazı koşullarda Birleşik Krallık’a zaten girmiş olan kişinin kalma amacını değiştirmesine izin verilir. Genelde neredeyse tüm statü değişiklikleri talebinde bulunanlar Birleşik Krallık’tan çıkmalı ve gittiği ülkede yeni bir giriş vizesi başvurusunda bulunmalıdır.

Seyahat Edenlerin Birleşik Krallık’tan ayrıldıklarını kontrol etme
Birleşik Krallık’tan ayrılma kontrolü yoktur. Bazen İçişleri Bakanlığı, kişinin ülkesine dönüp dönmediğinin kontrol edilmesini o ülkedeki Büyük Britanya Elçiliği veya Konsolosluğundan isteyebilir. Bu kontroller, elçiliğin kayıtlarına bakılarak, kişinin başka bir giriş vizesi için başvurup başvurmadığına bakılarak veya o ülke polisinden sorgulanarak veya kişinin İngiltere’de bilinen en son adresinin kontrol edilmesi ile yapılabilir.

Ortak Seyahat Alanları
Birleşik Krallık, Channel Islands, Isle of Man ve İrlanda cumhuriyeti hep birlikte genel seyahat alanını oluştururlar. Göçmenlik koşulları içinde, alanın herhangi bir yerinden giriş yapan kişinin bir başka yere girerken tekrar giriş iznine ihtiyacı yoktur. İrlanda Cumhuriyeti’nden girişte bazı kişiler için müstesnalar vardır.

Vizeye tabi olanları, vizesi olmadan taşıyanların sorumlulukları
2004 tarihli Göçmen yasası altında taşıyıcı firma, Birleşik Krallık’a gelişinde kimlik ve milliyet bildiren tatmin edici belge gösteremeyen veya vizeye tabi devletlerin vatandaşı olup geçerli bir vizeye sahip olmayan her kişi için 10000 pound ceza ödemek ile mesuldür.

Yeşil Kart nedir?

Yeşil Kart nedir?

Hayaliniz hep özgürlükler ve fırsatlar ülkesi Amerika'da yaşamaktı veya Amerika'ya öğrenim görmeye gittiniz ancak öğreniminiz bittikten sonra da Amerika'da yaşamak istiyorsunuz. Amerikalı değilseniz ve yeşil kartınız da (green card) yoksa eğitiminizi veya işinizi tamamladıktan sonra Amerika'yı terk etmek zorundasınız. O halde yapmanız gereken ilk iş nasıl yeşil kart (green card) sahibi olacağınızı öğrenmektir.

Yeşil Kart (Green Card) Nedir? Kafanızın karışması çok normal zira çok sayıda anlaşılmayan terim var. Ama en temel konuları açıklamaya çalışalım. Aşağıdaki dört kişiden biri iseniz;

      1. Amerika'ya daha önce hiç gelmemiş bir yabancısınız.
      2. Amerika'da geçici bir süre kalmak için vize aldınız (eğitim veya iş gibi..)
      3. Amerika'da sonsuz süreyle yaşama hakkınız var, yani göçmensiniz. Bu durumda Amerika vatandaşlarının sahip olduğu bir çok hakka sahipsiniz demektir.
      4. Amerika vatandaşısınız.

Eğer birinci kategoriye dahilseniz endişelenmeye başlamadan önce vizeye ihtiyacınız var. İkinci kategoride iseniz ve Amerika'da sürekli yaşamak istiyorsanız o halde yeşil kart (green card)'a ihtiyacınız var. Yeşil kart Amerika hükümeti tarafından verilen ve kişiye Amerika'da sürekli yaşama hakkı veren bir belgedir. Üçüncü kategoriye dahilseniz zaten yeşil kartınız var demektir. Kısaca ikinci kategoridekiler yeşil kart sahibi olmayı isterler, üçüncü kategoridekiler ise zaten yeşil karta sahiptirler. Üçüncü kategorideki yeşil kart sahipleri ile dördüncü kategorideki Amerikan vatandaşları arasındaki farklar ise; Amerika vatandaşları oy kullanabilir, asla sınır dışı edilmezler ve Amerikan hükümetinin sağladığı bir takım imkanlardan faydalanabilirler. Yeşil kart almanınsa ancak üç yolu vardır. Amerika'daki bir iş veren sizin sponsorunuz olursa (yani sizi iş yerine eleman olmanız için davet ederse), yeşil kart kurasına katılır ve kazanırsanız ve son olarak da ABD vatandaşıyla evlenirseniz. Bu üç durumun dışında göçmen olmanın yani yeşil kart sahibi olmanın başka yolları da vardır. Mesela Amerika ekonomisine çok fazla katkıda bulunacak bir yatırım yapmanız gibi...


YEŞİL KART (GREEN CARD) KURASI DV-2009

Amerika Birleşik Devletleri her yıl dünya çapında 55,000 adet Yeşil Kart (GreenCard) dağıtmaktadır.

Green Card kurası nedir?

Yeşil kart çekilişi, ABD'deye göç verenler ülkeler dışında ülke insanlarına göç imkanı sunmak amacıyla 1996 yılında hazırlnamıştır. ABD hükümeti bu çekilişle ülke nüfusunu çeşitlendirme gayesi taşımaktadır. ABD, her yıl düzenlediği DV programı ile 50,000 kişiye (göç verme oranı düşük ülkeler tercih edilmek üzere) daimi ikamet izni verir. DV vizesi için talihliler bilgisayarla yapılan bir çekilişle belirlenir.

Yeni bir düzenleme ile 2003 yılından itibaren yeşil kart başvuyruları yalnız internet üzerinden yapılmaktadır.

2009 çekilişine katılmak için www.dvlottery.state.gov adresinde Electronic Diversity Visa Entry Form (EDV Entry Form) doldurarmak gereklidir. Başvuru formuna erişim 3 Ekim tarihinden itibaren mümkün olacaktır.

Bu yıldan itibaren müracaatçılar online başvuruşarına kendileri ve aile bireyleri için dijital fotoğraf ekleyecektir. Fotoğrafların özellikleri aşağıdaki gibi olmalıdır:

    * Fotoğraf Joint Photographic Experts Group (JPEG / JPG) formatında olmalıdır.
    * Fotoğraf renkli (color) yada gri ton (grayscale) olmalıdır; tek renk (monochrome) (2 bit renk derinliği/2-bit color depth) fotoğraflar kabul edilmez.
    * Yeni bir dijital fotoğraf çekilecekse yatay 320 piksel, dikey 240 piksel çözünürlükte olmalıdır. Renk derinliği ise 24 bit renkli (24-bit color), 8 bit renkli (24-bit color) yada 8 bit siyah beyaz (8-bit grayscale) olmalıdır. Yalnız 320x240 çözünürlük kabul edilecektir.
    * Baskı fotoğraftan tarama yapılacaksa ebatları 2 inçe 2 inç (50mm x 50mm) kare olmalıdır. 150 dpi çözünürlük ve 24 bit renkli (24-bit color), 8 bit renkli (24-bit color) yada 8 bit siyah beyaz (8-bit grayscale) renk derinliğinde taranmalıdır.
    * Kabul edilen azami resim büyüklüğü atmış iki bin beş yüz bayttır (62,500 bytes).

Başvuru şartları

Green Card çekilişine katılabilmek için iki temel şart mevcuttur:

    * Başvuru sahibi kuraya katılabilen ülkelerden birinin yerlisi olmalıdır.
    * Başvuru sahibi eğitim yada öğrenim şartlarından birini taşıyor olmalıdır.

Uygun ülkelerden birinin yerlisi (native) olmak: Bu genel olarak başvuru sahibinin doğduğu ülke anlamına gelir. Ancak, başvuru hakkı olmayan bir ülkede doğan kişi eşi uygun bir ülkede doğmuşsa eşinin doğduğu ülkeyle başvurabilir. Ayrıca bir kimse başvuruların kabul edilmediği bir ülkede doğmuş ancak ebeveyninin hiçbiri burada doğmamışsa onlardan birinin milliyetini alabilir.

Çekilişe katılamayacak ülkeler:
Çin, Hindistan, Pakistan, Filipinler, Güney Kore, Vietnam, Kolombiya, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Haiti, Jamaika ve Meksika, Kanada, İngiltere (Kuzey İrlanda katılabilir.)

Eğitim yada öğrenim şartları:
Başvuru sahibi lise mezunu veya dengi olmalı YADA son beş yıl içerisinde iki yıllık eğitim yada tecrübe gerektiren bir meslekte iki yıl çalışmış olmalıdır.

Bu şartları taşımayanlar çekilişe katılmak üzere başvuruda bulunamazlar.

Belirlenen başvuru tarihi içerisinde gönderilmeyen (öncesinde veya sonrasında) başvurular değerlendirmeye alınmaz. Postadan doğacak gecikmeler mazeret teşkil etmemektedir.

Kurada isminiz çıktığı takdirde, hem kendiniz ve eşiniz, hem de 21 yaş altındaki çocuklarınız için daimi yerleşim vizesi yani "Yeşil Kart" almaya hak kazanmış olacaksınız. Bu kart size, yasal bir şekilde Amerika'da yaşama ve çalışma hakkı tanıyacaktır.

    * Amerika Birleşik Devletleri'nde hayat boyu oturma, çalışma ve ABD'ye serbestçe giriş-çıkış iznine sahip olursunuz.
    * Amerikan vatandaşlık haklarından birçoğuna sahip olursunuz.
    * Beş sene sonra tam vatandaşlık başvurusu yapabilirsiniz.
    * Amerikan Devlet üniversitelerine burs başvurusu yapabilirsiniz.
    * Amerikan Devlet daireleri dahil her yerde çalişabilirsiniz.
    * A.B.D.'de işyeri açabilirsiniz.


AMERİKAN VATANDAŞI İLE EVLENME


Eğer yeşil kart kurasını kazanamayacak kadar şanssızsanız, evlenin. Sizi işe alacak bir işveren bulamayabilirsiniz veya yeşil kart kurasını kazanamamış olabilirsiniz zira başvuranların ancak 1/160'i şanslı. Geriye sadece evlenme seçeneği kalıyor. Kuraya katılmak daha kolay gibi görünmesine rağmen hayatınızın geri kalan kısmını bir oyunun ellerine teslim etmeyin. Evlenirseniz şans mefhumunu ortadan kaldırmış olursunuz. Yapmanız gereken şey sadece bir yanki bulmak ve onunla evlenmek. Ve Amerikada'sınız. Elbette bu kadar kolay değil ama diğer yöntemler kadar da karmaşık değil. Eğer Amerikan vatandaşı ile evli iseniz eşinizin sürekli göçmen olabilmeniz için size 'sponsor' olması gerekiyor. Bunun için ilk adım eşinizin Form I-130 "Petition for Alien Relative" doldurmalıdır. Bu konu ile ilgili daha ayrıntılı bilgiyi Fiance & Marriage Visas: A Couple's Guide to U.S. Immigration kitabında bulabilirsiniz.

I-130 formunu teslim ettikten sonra INS durumunuzu araştırabilir, zira aptal değiller. Sizin ve eşinizin gerçekten evli olduğunuzdan ve aynı evde yaşadığınızdan emin olmak isterler. Gerard Depardieu ve Andie MacDowell'ın rol aldıkları Green Card filmini izlerseniz nasıl bir araştırma yaptıklarını öğrenebilirsiniz. Şayet eşinizin başvurusu kabul edilirse bundan sonra 'yabancı' statünüzü kanuni göçmen şeklinde değiştirmek için Form I-485, "Application for Status as Permanent Resident" doldurarak başvurabilirsiniz. Ama I-130 başvurunuzun onaylandığına dair belgeyi eklemeyi ihmal etmeyin. Statüsünü değiştirmek için başvuran herkesle bire bir görüşme yapılır. Şayet başvurunuzu belgelerinizin fotokopileri ile yaptıysanız, orijinallerini birebir yapacağınız görüşmeye götürmek durumundasınız. Elbette pasaport ve I-94 formunu da "Arrival-Departure Record," (havaalanında göçmenlik bürosu tarafından pasaportunuza zımbalanan beyaz kart) yanınızda götürmelisiniz. INS görevlilerini mutlu bir evliliğiniz olduğuna dair ikna ettiğiniz taktirde yeşil kartı aldınız demektir.


SPONSOR İŞVEREN BULMA


Yeşil kart kurasına katılmadıysanız veya Amerikan vatandaşıyla evlenmediyseniz göçmen olmanın en mantıklı yolu iş vereninizin size sponsor olmasıdır. Öncelikle kendisi için çalışmanızı isteyen ve size yardım edecek bir iş verene ihtiyacınız var. Bu yöntemle yeşil kart sahibi olmanız için üç adım takip etmeniz gerek; Çalışma İzni Başvurusu (Labor Certification Application), Göçmenlik Dilekçesi (Immigration Petition) ve Statünün Değiştirilmesi (Adjustment of Status). Birinci adım yaklaşık altı ay sürer, ikinci adım yaklaşık üç ay ve üçüncü adım ise yaklaşık bir yıl sürer. Ama bu süreler gitmeyi düşündüğünüz bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Mesela California, Texas veya Florida'da gecikme daha fazla, Iowa'da kısa olabilir. Ama şundan emin olun ki Amerika'da çalışmaya başlayabilmeniz için ilk iki adımı yerine getirmiş olanız şarttır.
Çalışma İzni Başvurusu (Labor Certification Application)

İlk olarak US Department of Labor ("DOL")'a çalışma izni almak için başvurmalısınız. Bu resmi sertifikayı almanız, çalışacağınız bölgeye, o bölgede size ihtiyaç olup olmadığına, sizin o iş için yeterliliğinize ve istekliliğinize bağlı olarak verilir. Ayrıca Amerika'da çalışıyor olmanız, sizinle aynı konumda çalışan her hangi bir Amerikan işçisinin maddi gelirini ve çalışma koşullarını olumsuz yönde etkilememelidir. Yani Amerikan hükümeti her zaman önceliği kendi vatandaşlarına verir. Şayet Amerika'da çalışmaya başlamanızla Amerikan işçilerinden biri işini kaybedecekse bu durumda sertifika almanız pek mümkün olmaz. Diğer bir husus ise, şayet iş vereniniz size, sizinle aynı işi yapan Amerikan işçilerinin aldığından daha az maaş verecekse bu durumda da sertifika almanız mümkün olmaz. Başvuru iki kısma ayrılmış toplam altı sayfalık başvuru formundan oluşur, Form ETA 750. Formun birinci bölümü, size yapılan resmi iş teklifini, bu işin bünyesindeki görev ve sorumlulukları ve bu iş için sahip olmanız gereken minimum özellikleri anlatan bölümleri içermelidir. Başvurunun ikinci kısmı ise sizin özelliklerinizi içermelidir. Özellikle eğitim geçmişiniz ve iş tecrübeleriniz konusunda detaylı bilgiler vermelisiniz. Bu üç adımdan en önemli olanı budur. Belgeleri tam olarak tamamlayabilmeniz için gideceğiniz eyaletin göçmenlik prosedürü hususunda uzman birinden yardım almalısınız, mesela bir avukattan. Ama avukat ücreti 1500$ gibi yüksek bir rakam olursa şaşırmayın. İddialı bir başvuru, söz konusu işi sadece sizin yapabileceğinizi anlatmalıdır. Şayet iş vereniniz kendisi için çalışmanızı çok istiyorsa avukat ücretini işvereninizin ödemesini de talep edebilirsiniz. Başvurunuzu tamamlamak için başvuru formunun yanına özgeçmişinizi, transkriptlerinizi ve sertifika gibi belgelerinizi eklemeyi ihmal etmeyin. Amerikan hükümeti başvurunuzu aldıktan sonra iki şekilde değerlendirmeye tabi tutabilir. Birincisi üç yıla kadar uzayabilen bir prosedürdür. İkincisi ise üyeleri azaltmak anlamında 'reduction of recruitment' ya da kısaca RIR denen hızlandırılmış bir prosedürdür ve en fazla altı ay sürer.
Göçmenlik Dilekçesi (Immigration Petition)

Şayet DOL Çalışma İzni başvurunuzu red ederse başvurunuz burda sona erdi demektir. Şayet başvurunuzu onaylarsa bundan sonra ikinci adıma yani Göçmenlik Dilekçesi prosedürüne geçebilirsiniz. Bu sefer dilekçe ve belgelerinizi INS'ye (Immigration and Naturalization Service) vermeniz gerekiyor. Ayrıca doldurmanız gereken Form I-140 için konusunda uzman bir de avukat tutarsanız şansınızı artırmış olursunuz. Bu formla birlikte çalışma izninizi ve 115 US$'ı INS'ye verin. Bu durum çok fazla uzman yardımı gerektirmediği için avukat için ödeyeceğiniz miktar 250 US$ gibi küçük bir rakam olabilir. Avukatın yapacağı işlemleri kendiniz de yapabilirsiniz ama kendinizi riske atmamanız için avukat tutmanızı tavsiye ederiz. Başvurunuzun INS'de değerlendirilmesi en fazla 3 ay sürer.

Statünün Değiştirilmesi (Adjustment of Status)

Üçüncü adım ise, eğer geçici göçmen iseniz (geçici işçi veya öğrenci vizesi ile ABD'ye gelmişseniz) statünüzü devamlı göçmen şeklinde değiştirebilmeniz içindir. Yine başvuru için Form I-485 gerekmektedir. Başvurunuzun INS tarafından değerlendirilmesi bir yıl sürebilir. Yine belgeleri kendiniz de tamamlayabilirsiniz. Ancak bir avukat tutmanız daha garantili olacaktır. Sizin de gördüğünüz gibi asıl uğraştırıcı olan kısım ilk adım yani çalışöa izni başvurusudur. Şayet bu başvurunuz onaylanırsa gerisi otomatik olarak gelir. İşvereniniz sponsorunuz olmak için çok istekliyse altı ay gibi kısa bir sürede statünüzü değiştirebilirsiniz.